Malatya'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin 76 sanığın yargılandığı davaya dün de devam edildi. Mahkemede savunmalarını yapan 28 tutukludan ikisi için mahkeme heyeti tahliye kararı verildi.
Mahkeme heyeti, 3 Nisan'a ertelenen davanın duruşmasında, 15 Temmuz 2016 tarihindeki 1. Ordu Komutanı, 3. Ordu Komutanı ve Ege Ordu Komutanlarının da tanık olarak dinlenilmesini hükme bağladı. Ayrıca mahkeme heyeti, dönemin 2. Ordu Kurmay Başkanı Avni Angun'un yanı sıra yine dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin Koruma Astsubayı Hacı Eyyip Özcan'ın adli kontrol şartıyla salıverilmesine, diğer sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi.
FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin Malatya'da görülen davada, tutuklu sanıklardan Binbaşı İbrahim Dede, dinlendi Dede, mahkeme başkanı Koç'un "Bahadır Erdemli sana 'Kara Kuvvetleri Komutanının emri var, ordu komutanını evden çıkartmayacaksın' deseydi yapar mıydın?" sorusuna, "O günkü şartlarda aynen yerine getirirdim" yanıtını verdi" Ordu komutanının emriyle kurmay başkanı Avni Angun'un konutundan çıkmasını engellemem söylendi.
Avni Angun'a, ordu komutanının emri olduğunu konutta kalmasını söyledim. Dinlemeyince, sesimi yükselttim. Silahı kendisine doğrultmak zorunda kaldım"
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Yakınca Spor Salonu'nda görülen duruşmanın sekizinci oturumunda dinlenen sanık Binbaşı İbrahim Dede, saat 22.00 civarında orduevinde bulunduğu sırada Albay Bahadır Erdemli'nin kendisini telefonla arayıp karargaha gelmesini istemesi üzerine 2. Ordu Karargahına gittiği, askeri kıyafetlerini giyerek Harekat Merkezine geçtiğini anlattı.
Bu sırada Yurtta Sulh Konseyinin göndermiş olduğu sözde sıkıyönetim mesajlarını gördüğünü aktaran Dede, harekat merkezindeki nöbetçilerin şaşkın olduğunu, daha sonra kendisinin tuğgeneraller Serdar Sevgili ve Zeki Karataş'a bilgi verdiğini ifade etti.
Dede, Erdemli'nin kendisinden dönemin Kurmay Başkanı Avni Angun'un konutuna gitmesini istediğini aktararak, "Ordu komutanının emriyle kurmay başkanı Avni Angun'un konutundan çıkmasını engellemem söylendi. Angun'a, ordu komutanının emri olduğunu konutta kalmasını söyledim. Dinlemeyince, sesimi yükselttim. Silahı kendisine doğrultmak zorunda kaldım. Sonra Bahadır Erdemli'ye konu hakkında bilgi verdim. Angun'u sonra ordu komutanının emriyle tekrar karargaha davet ettim." savunmasını yaptı.
- "Havaya iki el ikaz ateşi yaptım"
Harekat bölgesinde beklerken nizamiye bölgesinde silah sesleri arttığını belirten Dede, savunmasını şöyle devam etti:
"Albay Bahadır Erdemli, beni nizamiye bölgesine gönderdi. Ordu komutanının emniyetini almamı söyledi. Emniyeti aldım. Sabah 06.00-06.30'a kadar bekledim. Erdemli, sabah saat 07.00 gibi aradı Ani Müdehale Mangası'nda (AMM) bulunduğunu ve yorgun olduğunu söyledi. Erdemli'nin emriyle askerleri kışlanın emniyetini almaları için görevlendirdim. Kışlaya girmeye çalışanlar vardı. Önce askerler sözlü olarak uyardı. Havaya iki el ikaz ateşi yaptım. Yoğun ateş açıldı. 15 Temmuz olayı meydana geldiğinde göreve başlayalı 5 gün olmuştu. Bir anda olayların içinde kendimi buldum. Benim eylemlerim darbeyi engellemeye yöneliktir. TSK personelinin darbeye karışmaması için ordu nizamiyesindekilere emir verdim. Yaptığımın darbe girişimiyle alakası yoktur. Askerlere sadece havaya ateş edin emri verdim, başka bir emir vermedim."
Güvenlik kuvvetlerine ateş ettiği iddialarını kabul etmeyen Dede, şu iddialarda bulundu:
"Ordu komutanının verdiği emir ve talimatları yerine getirdim. 1980 askeri darbesine benzetmeye çalışma gibi bir niyetim yoktur. Vatandaşın hangi sırada yaralandığını bilmiyorum. Aracın üzerinde birçok vatandaş vardı. Demirlere tırmanıp kışlaya girmek isteyenler de vardı. Bağırıp, çağırıp küfrediyorlardı. Havaya ateş ettik. ZPT'nin gelmesiyle çatışma yoğunlaştı. Yarbay Ahmet Üçbudak yaralandı. Söz konusu vatandaşın nasıl vurulduğunu bilmiyorum. Söz konusu merminin askeriyeden mi, polisten mi atıldığının belirlenmesini istiyorum. Sadece havaya ikaz atışı yaptım, iddialar asılsızdır."
Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un Bahadır Erdemli'yi tanıyıp tanımadığını sorması üzerine Dede, tanımadığını iddia etti.
Hiç tanımadığı bir kişiye darbe girişimi sırasında olağanüstü görevlerin verilme nedeninin sorulması üzerine ise Dede, ''Darbe teşebbüsü gecesi seni çağırıp ordu komutanın emriyle veriliyor. Ben öyle düşündüm. Yeni katılmış bir personelsiniz. Olağanüstü bir durum var.'' diye cevap verdi.
Nizamiyeye girerken Kemal Keskin'in ile sıkıntı yaşayıp yaşamadığının sorulması üzerine Dede, ''Bana da ilk başta 'alamam komutanım.' dedi. Kurmay başkanın emriyle söyledi. Sonra Bahadır Erdemli beni çağırdığı için geldim dedim aldı.'' savunmasında bulundu.
Koç'un, Avni Angun'un konutundan çıkarılmaması emrinin Bahadır Erdemli tarafından mı verildiği sorusuna Dede, "evet" yanıtını verdi. Emir komuta zincirinde bir albayın tümgeneral için böyle bir emir vermesinin ne kadar doğru olduğunun sorulması üzerine Dede, "Olağanüstü bir durum olduğu için düşünemedim.Ordu komutanın emri, konuttan çıkmayacaksın' dedim." şeklinde cevap verdi.
"Birçok asker, senin 'içeriye giren olursa vurun.' emrini verdiğini söylüyorlar, böyle bir emir verdin mi?" sorusuna Dede, "Hayır vermedim. Emir geldi, kışlamı korudum." savunmasını yaptı.
Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un "Bahadır Erdemli sana 'Kara Kuvvetleri Komutanının emri var, ordu komutanını evden çıkartmayacaksın' deseydi yapar mıydın?" sorusunu da Dede, "O günkü şartlarda aynen yerine getirirdim." diye yanıtladı.
