“Milletimizi birbirine düşüremeyecekler"

İstanbul’daki terör saldırısının milletin birliğine yönelik olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizi birbirine düşüremeyecekler, kardeşliğimizi bozamadılar, bozamayacaklar” dedi.

banner279
05 Ocak 2017 Perşembe 15:53

İstanbul’daki terör saldırısının milletin birliğine yönelik olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizi birbirine düşüremeyecekler, kardeşliğimizi bozamadılar, bozamayacaklar” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Keçiören Metrosu Açılış Töreni’ne katıldı. Keçiören Belediyesi önünde düzenlenen törene, Başbakan Binali Yıldırım, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ve çok sayıda vatandaş katıldı. Burada vatandaşlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Keçiören metrosu hattının ülkemize, şehrimize, ilçemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bir milyar TL yatırım bedeli olan ve 9 bin 220 metre uzunluğa, 9 istasyona sahip bu metro ile Keçiören ilçemizde yaşanan trafik sıkıntımızın önemli ölçüde çözüme kavuşacağına inanıyorum. Yaklaşık 11 yıl Keçiören de ikamet etmiş bir kardeşiniz olarak, metronun inşası sürecinde yaşadığınız sıkıntıları yakından biliyorum. Sabrın sonu selamettir. Hem biraz geç hem de biraz güç olan bu projenin bitirilmiş olmasını en az sizin kadar sevinçle karşıladığımı belirtmek istiyorum” diye konuştu.

“KEÇİÖREN KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞDU”

Tüm Keçiörenlilerden haklarını helal etmelerini dileyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu projenin tamamlayıcısı niteliğindeki AKM-Gar-Kızılay hattının da ihalesinin ve inşasının en kısa sürede sonuçlandırılmasını temenni ediyorum. Esenboğa Havalimanı istikametine yapılacak banliyö hattının Kuyubaşı İstasyonuna bağlantısının tesisiyle Keçiören’in ulaşım sorunu tüm istikametlere tamamen ulaşmak suretiyle ortadan kalkmış olacaktır. Keçiören’in hikayesi bir yönüyle de Ankara’nın ve Türkiye’nin hikayesidir. İlçemizin hemen yanıbaşında bulunan Solfasol Köyü, Ankara’nın manevi mimarı ve muhafızı Hacı Bayram Veli Hazretlerinin köyüdür. Osmanlı’dan Cumhuriyete geçiş dönemimizin tüm yükünü, tartışmalarını, tereddütlerini, zaferlerini yaşayan Ankara, Başkentlik sıfatıyla üstlendiği sorumluluğun mükafatını almıştır. Bu dönemde Keçiören, bağları ve bahçeleri ile Ankara’nın en güzide mesire yerlerinden biridir. 2. Dünya Savaşı sonrası kırsaldan şehirlere göç başladığında Ankara yine önemli bir yük üstlendi. İç Anadolu Bölgesinden Ankara’ya göç edenlerin en çok rağbet ettikleri yerlerin başında Keçiören geliyordu. Bu dönemin en büyük hastalığı olan plansız, altyapısız şehirleşme maalesef Keçiören’i de böyle bir yapılaşmaya boğdu. Geçtiğimiz çeyrek yüzyıl, Keçiören’in adeta küllerinden yeniden doğduğu, plansız yapılaşmadan kendini mahalle samimiyetini muhafaza ederek kurtarıp yenilendiği bir dönem oldu.”

“MİLLETİMİZİ BİRBİRİNE DÜŞÜREMEYECEKLER”

Keçiören’in hem modern konutlara sahip hem de geleneksel mahalle hayatının devam edebildiği ender ilçelerden biri olduğunu kaydeden Erdoğan, “Açılışını yaptığımız metro hattı ile ilçemizin en önemli sorunu olan ulaşım meselesinin çözümü konusunda çok önemli bir adım atılıyor. Artık Keçiören’de yaşamak çok daha büyük bir ayrıcalık haline dönüşecektir. Keçiörenli vatandaşlarımızın sergiledikleri birlik, beraberlik, dayanışma örneği aynı zamanda Türkiye’de sürekli tahrik edilmeye çalışılan farklılıklarımızı, çatışma unsuru haline dönüştürme çabalarına karşı verilmiş en güzel cevaptır. 15 Temmuz Keçiören’in dik duruşunun en güzel örneğidir. Keçiören şehitler verdi, gaziler verdi. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Burada, Keçiören’de; Yozgat’tan, Çankırı’dan, Kırıkkale’den, Çorum’dan, Kırşehir’den, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizden, Karadeniz’den gelmiş vatandaşlarımız yaşıyor. Keçiören’de kimse kimseye bu Türk mü, Çerkez mi, Kürt mü, Sünni mi, Boşnak mı, Alevi mi diye bakmaz. Burada herkes insandır, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır, komşudur, dosttur, kardeştir. Biz hep her yerde, her zaman tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet dediğimizde en gür cevabı Keçiören’den aldığımızı biliyoruz. Türkiye’yi ayakta tutan ruh budur. Her fırsatta kimi zaman etnik kimi zaman da meşrep farklılıkları üzerinden milletimizi birbirine düşürmeye çalışıyorlar. Bugün kadar denemedikleri yol kalmadı. Ama başarılı olamadılar. Milletimizi birbirine düşüremeyecekler. Kardeşliğimizi bozamadılar, bozamayacaklar. Birlik ve beraberliğimizi zedeleyemediler, zedeleyemeyecekler. Milletimiz, terör örgütleri ve onların destekçileri ile istismar edilmeye çalışılan vatandaşlarımız arasındaki ayrımı daima titizlikle yapmıştır” açıklamasında bulundu.

“KATİLİ AFFETME YETKİSİ DEVLETİN DEĞİLDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri üzerine vatandaşlar “İdam isteriz” sloganları attı. Bunun üzerine Erdoğan, “Bu konuda kanaatimi biliyorsunuz. Parlamentoya bu konu geldiğinde parlamento bu konuyu müzakere eder, parlamentodan bu çıktıktan sonra bana gelmesi halinde bende bunu onaylarım dedim. Çünkü benim bu konudaki inancım şudur: katili affetme yetkisi devletin değildir. Katili affetme yetkisi varsa katilin varislerinindir, kendi birinci derece yakınlarınındır. Devlete yönelik suçlar varsa eyvallah” dedi.

"TAHRİK ETMEK İSTEYENLER YİNE ORTADA KALDILAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıllardır Kürt deyip Kürt vatandaşlarımızın hayatlarını çukurla, hendekle, bombayla zehir edenleri milletimiz çok iyi gördü, görüyor. Aynı şekilde Alevi deyip bu meşrebe mensup vatandaşlarımızı istismar edenleri de çok iyi tefrik ediyor. En son olarak hayat tarzı tartışması üzerinden toplumun bir kesimini diğerine karşı tahrik etmek isteyenler yine ortada kaldılar. Milletimiz hangi kökenden, hangi meşrepten, hangi inançtan olursa olsun şunu gayet iyi görüyor; Türkiye terör örgütlerinin ortak saldırısı altındadır ve bu örgütler vasıtasıyla diz çöktürülmeye çalışılmaktadır. Bugün benim milletim 7 düvele rahmetli Mehmet Akif Ersoy’un şu dizeleriyle haykırmaktadır; ’Doğduğumdan beridir aşığım istiklale; Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale! Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!’ Bu milleti tanımayanlar açsınlar Çanakkale’ye baksınlar, açsınlar İstiklal Harbimize baksınlar. Bu milleti tanımayanlar daha da geriye gidip, Malazgirt’ten başlayarak bin yıldır bu toprakları nasıl vatan kıldığımızı buna baksınlar. Varsa aynı bedeli ödemeye göze alan buyursun gelsin, hodri meydan diyoruz. Bu millet er meydanından hiçbir zaman korkmamıştır” diye konuştu.

"GÖRÜLDÜ Kİ BUNLARIN DERDİ BÖLGEYİ DEAŞ’TEN VE DİĞER ÖRGÜTLERİNDEN TEMİZLEMEK DEĞİL”

“Görüyorsunuz adam gibi karşımıza çıkamayanlar terör örgütleri aracılığıyla canımızı yakmanın, bizi arkadan hançerlemenin hesabı içindeler” ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bizi bir dönem DEAŞ’le mücadele etmiyor diye uluslararası alanda sıkıştıranların, ahlaksızca itham edenlerin, bu örgütün tepesine bindiğimizde biranda karşımıza geçip daha ileriye gitmeyin demeleri boşuna değildir. 20 kilometreyi geçmeyin demeleri boşuna değildir. Onlar ne derse desin biz kendi göbeğimizi kendimiz kestik ve yola devam ediyoruz. DEAŞ’e karşı başka bir terör örgütünü destekleyenlerin oyunları ve bahaneleri Türkiye’nin sahaya inmesiyle bozulmuştur, boşa çıkmıştır. Görüldü ki bunların derdi bölgeyi DEAŞ’ten ve diğer örgütlerinden temizlemek değil. Tam tersine bölgenin bitip tükenmeyen bir kan ve ateş denizine dönüştürülmesidir. Ha DEAŞ, ha PKK, ha PYD, ha YPG, ha DHKP-C ve ilave ediyorum ha FETÖ hiç birbirlerinden farkı yok. Bu niyetlerini gizlemek için hiçbir zaman gizleme gereğini zaten duymadılar. Suriye’deki, Irak’taki, Arap, Kürt, Türkmen, diğer gruplar onların oyununda kolayca feda edilecek piyonlar olabilir. Bizim için bu insanlar bin yıllık kaderdaşlığımız olan, akrabalığımız olan, soydaşlığımız olan kendimizden ayrı görmediğimiz kardeşlerimizdir. Suriye’de ateş düşen her ev bizim evimizdir. Irak’ta sönen her ocak bizim ocağımızdır. Ülkemizde patlayan bombalarla yapılan eylemlerle Irak’ta ve Suriye’de oynanan oyun arasındaki ilişkiyi biz gayet iyi biliyoruz. Ama şu gerçeğinde farkındayız, şayet biz bu tehditleri oralarda karşılamazsak, oralardaki kardeşlerimizin güvenliğini, huzurunu, refahını koruyamazsak kendi evimizde mutlu ve müreffeh yaşama imkanını da bulamayız. Ülkemize yönelik tehditleri kaynağında yok etmek zorundayız. Şunu biran olsun aklımızdan çıkarmamalıyız; Türkiye’nin güvenliği Gaziantep’te değil Halep’te, Hatay’da değil İdlip’te, Mersin’de değil Kıbrıs’ta, Kars’ta Nahçıvan’da, Artvin’de değil Batum’da, Trakya’da değil Balkanlar’da başlar. Bunu böyle bilin. Hatta biliyorsunuz Avrupa’da 5-6 milyon vatandaşımız yaşıyor. Orası rahat olamazsa bizde rahat olamayız. Onun için bizi kendi içimize sıkıştırarak büyük oyunun dışına atma çabalarına rıza göstermeyeceğiz. Hem sahada hem masada olarak kendimizin ve kardeşlerimizin hakkını, hukukunu sonuna kadar aramakta kararlıyız.”

Son Güncelleme: 05.01.2017 17:08
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner287