Değerli okurlarım, bugün çok özel bir gün 24 Kasım Öğretmenler günü Bizler doğduğumuzda ilk gözlerimizi analarımızn kucağında açarız. Dolayısıyla analarımızda bizim büyümemizde ve merak ettiğimiz bazı soruların cevabını bizlere sıkılmadan,yılmadan anlatığından ve bazı kaide kurallarını öğrettiğinden dolayı ilk öğretmenimiz canlarından hasıl olduğum analarımızdır.
Okul çağına geldiğimiz de ebeveynlerimizin gözü arkada kalmadan bizlerin ileri de daha iyi mevki ve makamlara gelmemiz ve eğitimli kişiler olmamız açısından ilk teslim ettikleri, tek adres öğretmenlerimizdir. Buradan kendisini rahmetle yad edeceğim ilk öğretmenim olan Songül DENİZ öğretmenimle 40 yıl öncesinde babamın beni okula götürüp teslim etmesini,sanki dün olmuş gibi hatırlıyorum. İlk kez karşılaştığım ve benim öğretmenim olduğunu söyleyen bir hanımefendi gel benimle yavrum sana sınıf arkadaşlarını tanıştıracağım diyerek babamın elinden beni alırken ne yalan söyleyeyim. Biraz da olsa kendimi yalnızlık içerisinde hissettim. Sanki, bir daha annemi, babamı göremeyeceğim hissiyatına kapıldım. Öğretmenim beni arkadaşlarımla tanıştırdı. Ve hep bir ağızdan yeni gelen arkadaşınıza hoş geldiniz dermisiniz diye komut vermesiyle yanılmıyorsam 30ûn üstünde olan öğrenci kümesini gür sesiyle çıkan hoş geldin demeleri benim okuldaki, eğitimin ilk açılan kapısıydı. Daha sonrasında elime kalemi tutuşturarak yavrum şu şekilde tutacaksın sıranda dik otur diye yönlendirmesi,bir yandan belki, o zaman zorumuza gitmiş olabilirdi.
Zira günümüzde bize nasıl faydası olacağını çocuk yaşta idrak etmek hayli zordu. Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Cumhuriyeti kurduktan sonra,yapılan reforumlaı içerisinde, Eğitimdeki devrimi yani arap alfebesinden latin alfebesine geçişi bunun yanında çağdaş muassır medeniyetler seviyesine geçmemiz adına eğitim ve öğretimdeki yenilik Türk millet'ini cehaletten kurtarması için önünü açan bir ışıktır. Gerçi bazı çevrelerce bu yenilikler tartışılsa da günümüz Türkiye'sinde herhangi bir ehemmiyeti kalmamıştır. Atatürk'ün 24 Kasım 1928 yılında Milli mektepleri kurmasıyla çağımızn gereği olan Eğitim ve Öğretim hayatına geçilmiştir. 1981 yılından beri her yıl 24 KASIM ülkemiz de Öğretmenler günü olarak kutlanmaktadır. Sadece kuru, kuruya kutlamak yeter mi? geleceğimizi tesis eden eğitimin mimarları öğretmenlerimize aslında çok şeyler borçluyuz Sırf bu günlerde değil,her zaman onlara değer verilmesi gerektiğine inanıyorum. Başöğretmenimiz olan Mustafa Kemal ATATÜRK'ün öğretmenlerimize yönelik söylediği gibi; Öğretmenler!....Cumhuriyet,fikren,ilmen,fennen,bedenen,kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister.Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyettee yetiştirmek sizin elinizdedir. demekle öğretmenliğin ne kadar fedakarlık isteyen ulvi bir meslek olduğunu ifade etmiştir.
Bugün kendimizi ifadeüşünce edebiliyorsak,hemen hemen hepimiz farklı işlerde hayatımızı idame etmekteyiz.Bu meslekleri edinmemizde bizlere bildikleri bilgileri sabır ve özveriyle bizlere enjekte eden ve yolumuzu güneş gibi aydınlatan öğretmenimize her şeyden önce minnet borcumuzun olduğunu dimağlarımızdan çıkarmamamız gerekir. Devletimiz eğitim ve öğretimin mimarları olan eğitim ordusuna gerek maddi,gerekse manevi açıdan her daim yanında olmalıdır. Her kamu kurum ve kuruluşlarında olduğu gini öğretmenlerimizinde problemleri beklentileri var. Bu beklentilerin başında ekonomik sorunlarının olduğuna inanıyorum. Değerli okurlarım benim fikrimdir ne kadar katılırsını,katılmazsınız hepinizin görüşünü saygıyla karşılarım. Zira EĞİTİM,GÜVENLİK,SAĞLIK ve YARGI dediğimiz olmazsa olmazımız olan bu kuruluş mensuplarını yaşamın zorlukları altında ezersenizse samimiyetimle söylüyorum.
Bunların olumsuz yansımaları döner,dolaşır ülkemizin geneline zarar verir. Bir kere ekonomik olarak doyuma ulaşan kim olursa olsun,kafasında hiç bir problem olmaz ve adaptasyonu üst safalarda olur. Eğer borcu,harcı varsa hangi meslekte olursa olsun o personelden verim elde etmek bir yana dursun beynine şeytani düşünceler girer ve gayri yasal işlere girerler. Zaman zaman bu bataklıklara girdiklerini de üzüntüyle görmekteyiz. Ez cümle ülkemizin mihenk taşları olan bu meslek erbaplarını devletimizi yönetenlerce hoş tutulması, yılda bir kez anılmakla değil, Maddi ve manevi olarak her zaman yanlarında olduklarını sosyal devlet olarak göstermeleri gerekeceğine canı gönülden inanmak istiyorum. Bugüne kadar hakkın rahmetine intikal eden öğretmenlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Halen aktif çalışan öğretmelerimize öğretim ve yaşamsal hayatlarında sağlık ve afiyetler içerisinde hayatlarını devam ettirmelerini,Emekli öğretmenlerimize de sağlıklı ve huzurlu bir gelecek için bir kez daha önlerinde saygıyla eğilerek 24 KASIM ÖĞRETMENLER gününüz kutlu olsun diyorum...