24 Saat Güncel Haber Arama Motoru | Haber Scripti | Haber Yazılımı | Hosting
2025-09-11 10:07:27

Makama Değil, Hakkaniyete Yakışanlar Otursun

Uğur GENCER

ugurgencer4134@gmail.com 11 Eylül 2025, 10:07

Üniforma, cübbe, önlük... Taşıdığınız unvan, oturduğunuz koltuk... Bunların hiçbiri sizi siz yapan şeyler değildir. Bunlar sadece birer emanet. Devletin, milletin ve toplumun size duyduğu güvenin sembolüdür. Ancak o emaneti taşıma sorumluluğunu yerine getiremiyorsanız, o koltukta oturmanız yalnızca bir görüntüden ibarettir. Ve o görüntü, zamanla bir utanca dönüşür.

Elbette her meslek grubunda hata yapan, yanlış yola sapan insanlar çıkar. Bu, insan doğasının bir gerçeğidir. Ancak asıl mesele, bu hataları düzeltmek yerine görmezden gelmekte, hatta ödüllendirmektedir. Asıl sorun; çürüklerin ayıklanmadığı, aksine baş tacı edildiği sistemdedir. Daha kötüsü; örnek olması gereken kişilerin, çarpık ilişkilerle yükselip makamları birer güç aracına dönüştürmesidir.

Toplumun en çok güven duyduğu mesleklerden çıkan rezillikler artık sıradan hale geldi. Dün "asla yapmaz" denilenlerin, bugün ne tür ilişkiler içinde olduğunu gördükçe, insanların inancı sarsılıyor. Taşın altından çıkanlar, hep "en güvenilir" denilenler oluyor. Devletin imkânlarıyla güçlenen bazı şahıslar, bu gücü yine devletin ve milletin aleyhine kullanmaktan çekinmiyor.

Devlet makamlarında oturup çarpık ilişkiler içerisine girenleri gördüğümde, şahsen bir kişiye değil; önce üzerinde taşıdığı üniformaya, ardından onun temsil ettiği değerlere bakıyor ve içimden şunu geçiriyorum: "Kimler nerelerde..."

İşte bu yüzden kurumlar yıpranıyor, saygınlık azalıyor, sadakat liyakatin önüne geçiyor. Mertlik kıvraklığa, dürüstlük kurnazlığa yeniliyor. Güvene dayalı tüm yapılar, birkaç sorumsuz kişinin elinde çöküşe sürükleniyor.

Ey o koltuklarda oturanlar! Bugün sahip olduğunuz görev, sadece sizin emeğinizin değil; aynı zamanda size duyulan inancın sonucudur. O inancı boşa çıkardığınız anda, ne makam kalır ne de saygı. Üniformanızın, cübbenizin, kartvizitinizin değil; karakterinizin ve duruşunuzun hatırlanacağı günler mutlaka gelecek.

Unutmayın: Makamlar geçicidir ama bıraktığınız iz kalıcıdır. İnsanları unvanlar değil, tavırlar büyütür. Bu yüzden; hakkını veremeyeceğiniz hiçbir üniformayı giymeyin, taşıyamayacağınız hiçbir koltuğa talip olmayın. Oturacağı koltukta rahat durmayacak olanlara da referans olmayın. Oturacağınız makamı yüceltemeyecekseniz, kendinizden bir şeyler katamayacaksanız hiçbir makama gözünüzü dikmeyin.

Hele ki siyasi destekle belediye başkanlığı makamına gelenler…

Unutmayın: O koltuklara kendi iradenizle değil, halkın ve partinizin size duyduğu güvenle oturdunuz.

O koltuklar; gösteri sahnesi değil, hizmet makamıdır.

Vatandaş sizden şov değil, çözüm bekliyor. Gövde gösterisi değil, gönül birliği istiyor.

Bugün o makamdayken, hizmet yerine görüntüyle, reklamla meşgul olursanız; bir gün o destek geri çekildiğinde, yalnız kalırsınız.

Ve eğer görev süreniz boyunca hesap verilebilirlikten uzak, toplumun vicdanını zedeleyen bir iz bırakırsanız; sadece kendi isminizi değil, sizi o makama taşıyan siyasi iradeyi de yıpratırsınız.

Bu nedenle, makamlar geçici olsa da, arkanızda bırakacağınız iz kalıcıdır.

Sizi büyüten koltuk değil, o koltukta sergilediğiniz duruştur.

 “Unvan değil, iz bırak.”

Not: Bu yazı, herhangi bir kişi ya da kurum hedef alınmaksızın, genel toplumsal eleştiri ve kişisel görüş içerir."

Kalın Sağlıcakla,

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.