24 Saat Güncel Haber Arama Motoru | Haber Scripti | Haber Yazılımı | Hosting

"Bir terör örgütünü meşrulaştırmak için..."

POLİTİKA

Tekirdağ’da Ortak Akıl Toplantısı’na başkanlık eden Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, “Bir terör örgütünü meşrulaştırmak için bir başka terör örgütüne işgal yaptırılıyor” dedi. Tekirdağ’da Trakya Bölgesi...

Tekirdağ’da Ortak Akıl Toplantısı’na başkanlık eden Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, “Bir terör örgütünü meşrulaştırmak için bir başka terör örgütüne işgal yaptırılıyor” dedi.
Tekirdağ’da Trakya Bölgesi illeri Tekirdağ, Edirne, Kırklareli ve Çanakkale’den milletvekilleri, mülki idare amirleri, Bakanlık merkez birimleri, ilgili kuruluşlar, bölge il müdürleri, kurum ve kuruluş müdürleri, üniversiteler, sektör temsilcileri ve çiftçilerin katılımıyla gerçekleştirilen Ortak Akıl Toplantısı’na katılan Bakan Faruk Çelik, burada çiftçiler ve ilgili kuruluşlarla hem bölgenin hem de ülkenin tarım ile ilgili konularını değerlendirdi. Bakan Çelik toplantıda yaptığı konuşmada, “Bildiğiniz gibi bakan olur olmaz 7 bölgede, Türkiye’nin 7 bölgesinde çok önemli toplantılar gerçekleştirdik. Tarım ve hayvancılığı temsilen gerek çiftçi kardeşlerimiz, üretici kardeşlerimiz, gerekse sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri toplantılara katılmışlardı. Ama bizim için Trakya’nın, bu coğrafyanın ayrı bir önemi, özelliği var. Yaşadığımız birçok badireden dolayı biraz daha gecikmiş olsa bile buraya koşup gelmemiz gerekiyordu. Bu toplantıları neden gerçekleştiriyoruz, bu toplantıları gerçekleştirdik. Çünkü tarlada durum nedir, bağ bahçede durum nedir, fabrikalarda durum nedir, bunları bizzat yerinde görmek, tespit etmek için bu toplantıları gerçekleştiriyoruz. Tabi siz eli nasırlı çiftçi üreticilerimiz beklentileri nedir, bunu bizzat kendinizden dinlemek için bu toplantıları gerçekleştiriyoruz. Ankara’da havanda su dövmek kolay, rastgele konuşmak kolay ama tarlada terleyen insan biliyor ne derdi, ne sorunu var. Eğer sizden dinlersek fotoğrafı sağlıklı çekmiş oluruz. Doğru fotoğraf çekerseniz, çektiğiniz fotoğraf çerçevesinde yapacağınız çözüm önerileriniz yerli yerinde olur düşüncesiyle bu toplantılar önem arz ediyor. Sorunlara birlikte çözüm bulalım diye ben anlayışıyla değil, biz anlayışıyla geleceğimizi inşa edelim diye bu toplantıları gerçekleştiriyoruz. Ben bilirim, hayır arkadaş sen bilmezsin, ne olursan ol, allami cihan da olsan ama bu salonu dolduran insanların bu ortak akıl çerçevesinde ortaya koydukları tespitleri, yaşanmışlıkları dikkate alırsanız işte biz anlayışıyla çok daha bereketli, çok daha doğru bir yol izleriz anlayışıyla bu toplantıları gerçekleştiriyoruz. Ayağa gelen bir siyaset anlayışı gerçekleştirmemiz gerekiyor. Burada oturanlar kimler, sizin hizmetkarlarınız. Bütün bakanlık burada, Çanakkale’nin, Edirne’nin, Tekirdağ’ın ve Kırklareli’nin emrinde. Bakan yardımcısından müsteşarından bütün birimlere kadar sorumlu olan bütün arkadaşlarımız hesap vermek durumundadırlar. Bunu her yıl vereceğiz. Yoksa böyle söyledim gitti, söz verdim yapmadım gitti, sigara paketine yazdım gitti gibi siyaset anlayışı bizde söz konusu olamaz. Onun için sorumlu siyaset anlayışı, sorumluluğunu yerine getiren siyaset anlayışı çerçevesinde bakanlık ayağınıza gelmiş ve sizlere hesap vermek için ve sizlerin tespitlerini, sorularını cevaplamak için ve onlara orta, kısa, uzun vadede çözüm üretmek için burada buluşmuş oluyoruz” dedi.

“İç, dış güçler kendisine istikamet çizen bir ülke istemiyor”
İç ve dış düşmanların Türkiye’nin özgür, bağımsız yürüyüşüne, bölgede söz sahibi olan, bölgede kendisine plan yapılan değil plan yapan ve kendisine istikamet çizen bir ülke istemediklerini ifade eden Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdi terörün küreselleştiğini hep beraber izliyoruz. Bu konuda atılan adımları, özellikle bölgemizde atılan adımları da ibretle izlediğiniz kanaatindeyim. Bir terör örgütünü meşrulaştırmak için bir başka terör örgütüne işgal yaptırılıyor. Şimdi bir terör örgütü var çok kötü diyorlar, öbürü de terör örgütü. Birincisine işgal yaptırılıyor, öbürü geliyor işgalden memleketi, o bölgeyi kurtarıyor, sonra işgalden kurtarılan terör örgütü olmaktan sanki çıkıyor. Bu da katil, değişen bir şey yok. Al birini vur ötekine ama oyun başka bir oyun. Türkiye’nin etrafını bir çemberle sarıp, Türkiye’ye hareket alanı kısaltılmış, içeride sorunlarla baş başa kalmış bir ülke haline getirmek istiyorlar. Bunu herkes bilsin ki bu toplantı vesilesiyle bir kez daha ifade ediyoruz, Türkiye bunlara pabuç bırakmayacak. Milletimiz her şeyin farkındadır ve o farkındalık içerisinde geleceğe doğru büyüyeceğimizi herkes bilsinler. Bölgede kimse fason mason tabela asamayacak. Yani Suriye mi eyvallah, toprak bütünlüğünden yanayız. Irak mı eyvallah, toprak bütünlüğünden yanayız. Bu ülkeleri biz tanıyoruz o ülkelerle komşu olarak yaşadık, yaşamaya da varız. Ama orada aslı astarı olmayan fason tabelalar asarak Türkiye’nin geleceği ile ilgili oynamaya birileri kalkıyorlarsa Türkiye ne yapacağını bilen bir devlettir. Gereğini yapıyor, yapmaya da devam edecek bunu da dost düşman herkes bilsin.”
15 Temmuz’da şeytanın bile aklına gelmeyecek bir ihanetin yaşandığını belirten Bakan Çelik, “Ne yazık ki bu ihaneti gördük. Milletimize şükran borçluyuz. Milletimiz o gün o gece görevini hakkıyla yaptı. Müteşekkiriz milletimize ve şehitlerimize de bir vesile ile rahmet diliyoruz. Allah onlardan razı olsun, gazilerimizden razı olsun temennisinde bulunuyoruz” diye konuştu.

“Trakya’da 3 ilimiz hayvan fabrikası olacak”
Tarımın stratejik bir alan olduğunu ve tarımın dünyada artık çok büyük bir öneme sahip olduğunu dile getiren Bakan Çelik, “Burada bizim Trakya bölgemizde şöyle genel olarak baktığımız zaman tarla bitkilerinin yüzde 10’u, çeltik üretiminin yüzde 58’i, kanola üretiminin yüzde 76’sı, buğday üretiminin, mısırın yüzde 10’u bu bölgede yetişiyor. Dolayısı ile milli hasılamıza 9.7 milyarlık bir katkısı olan bir bölgeden bahsediyoruz. Bölge bu çerçevede baktığımız zaman tarımlar ihracata da 200 milyon dolar civarında katkı sağlandığını görüyoruz. Hayvancılık açısından baktığımız zaman bölgenin apayrı özellikleri var. Ari bölge olması dolayısıyla temayüz etmiş son derece önemli bir bölgemiz. Diğer bölgelerin örnek alacağı bir bölge. Türkiye genelindeki büyükbaş hayvan varlığının yüzde 45’i yüksek verimli kültür ırkından oluşurken, Trakya’da bu oranın yüzde 83 olduğunu görüyoruz. Bu herkese, bütün Türkiye’ye örnek olacak bir oran. Bütün çabamız da zaten Trakya düzeyine bu oranı yükseltmek olduğunu belirtmek istiyorum. Tabi bölgede hayvancılık konusunda bir damızlık üretim merkezi diye tanımlasak yanlış olmaz. Onun için biz önümüzdeki hafta Sayın Başbakanın açıklayacağı programda özellikle bu 3 ilimiz, Çanakkale de dahil bu bölgelerde damızlık üretimini yani hayvan fabrikası diyorum ben, bu fabrikanın burada tütmesi konusunda her türlü desteği vereceğimizi de bu toplantı vesilesi ile sizlerle paylaşmış olalım. Dünyada olup bitenler tarım alanında baktığımız zaman hiç de iyi gidişat olmadığını rahat bir şekilde görebiliriz. Bunun farkında olup kendisine tarım ve hayvancılık alanında çekidüzen veren ülkeler var. Ama bunun farkında olamayıp halen dünya insanlığının geleceğini karartmaya dönük gidişat sergileyen ülkeler olduğunu da bu vesileyle belirtmek istiyorum. 32 buçuk milyon parselimiz var, toplulaştırma ve sulama aciliyetlerimiz var diyor valimiz, bu iki konuda hem Trakya için hem Türkiye için önemli. Biz toprağı suyla buluşturamadığımız zaman ciddi şekilde ürün kayıplarıyla karşı karşıyayız. Toplulaştırmada siz neredeyse yarı yarıya 32 buçuk milyon parsel sahibi olursanız ve işletme başına düşen 60 dekar arazimizde, her işletmeye 60 dekar arazi düşüyor. Oysa normalde bizim ayardaki, ülkeler için, 525 dekar düşerken bizde 60 dekar düşüyor. Böyle parçalı bir tablodan sağlıklı bir verim elde etmek mümkün değil” diye konuştu.

“Havza bazlı destekleme modeline geçiyoruz”
“7 bölgede yaptığımız toplantı ve bu gün Trakya bünyesinde yaptığımız toplantılardan bir özet çıkacak” diyen Bakan Çelik konuşmalarını şöyle sürdürdü:
“Özelde Trakya ilgili söylenecekleri bugün alacağız. Ama genelde aldıklarımız çerçevesinde, bakanlık yaşadığımız 15 Temmuzlar ve bunun gibi bin bir türlü sıkıntıya rağmen gece demeden gündüz demeden çalışmalarımızı sürdürdük ve iki konuda kararımızı almış bulunuyoruz. Bunlardan birincisi havza bazlı destekleme modeline geçiyoruz. İkincisi ise hayvancılık destekleme modelinde ithalata dayalı bir destekleme değil, yerli üretime dayalı bir destekleme modeline tümüne diyoruz ki, milli tarım projesi diye bugüne kadar geldiğimiz, birçok başarılara imza attıktan sonra bu önemli virajı alırken, yaptığımız düzenlemelerle bu iki alanda inşallah önemli bir dönüşüm gerçekleştirmiş olacağız. Tabi biliyorsunuz ki Et ve Süt Kurumu, kurum olarak var. Ama işlevsel olarak TMO bir regülasyon kurumu. Bunlar bugüne kadar bu regülasyon görevini yapamadılar. Et ve Süt Kurumu’nu kapatmalar, bazı sistemden çıkmalar ama ilk kez süte müdahale konusunda, Et Süt Kurumu devreye girdi. Bu üreticilerin işine yaradı. Önümüzdeki dönemde devam edecek. Süt üretimi aynı zamanda hayvan varlığının adıdır. Yani sütten bahsediyorsanız, hayvan varlığı var demektir. Süt yoksa, hayvan sayınızda da sıkıntı vardır demektir. Onun için sütle ilgili gidişatımız, et ve süt kumrunun gözetim ve denetimi altında olacaktır. Ama özellikle bu bölgede süt dediğimiz zaman sütün kalitesi de örnek olması gereken düzeylere daha da yapılması gereken atılması gereken adımlar var. Mutlaka, bu konuda da kaliteyi yakalayacak. Destek politikamızı, geliştireceğimizi ama öncelikle önümüzdeki hafta havza bazlı Türkiye’yi 941 havzaya ayırmış, adeta ilçe bazında neyi nerede ve ne kadar ekeceğiz. Neye ihtiyacımız var. Bir üreticinin önünü görebileceği 3 yıllık bir destekleme modeli içerisinde çiftçilerimizin ve üreticilerimizin önünü görebildiği bir düzenlemeyi getirirken, hayvancılıkta yeni bir bakış açısı getirirken aynı sütle ilgili düzenlemeler kamuyla paylaşmış olacağız. Bunları niye getiriyoruz ki, üreticimiz boşa kürek çekmesin. Yaptım ektim bu sene para etmedi. Etmedi, çünkü planlama yok.”

“Bir karış toprağın dahi zayi edilmemesi gerekmektedir”
Meralarla ilgili yasal düzenlemeyi yaptıklarını da sözlerine ekleyen Bakan Çelik, “Meclis’te şu anda kim hayvancılık yapacaksa, mera ıslah et verdim gitti. Vereceğiz kardeşim. Şimdi A’dan Z’ye bir çiftçi gözüyle sizi siz gibi yaşayarak, olayları arkadaşlarımızla beraber baktığımızda, nerede bir engel var o engeli kaldıracağız. O engeller kalkınca ülkede hayvancılığın ve tarımın daha üst seviyelere çıkmasında hiçbir engel yoktur. Biz çok güzel hedefler koymuşuz, geldiğimiz noktalarda çok güzel.147 milyar liraya gelmiş tarımsal hasılamız. Ne kadar güzel ama hedef koymuşuz. 150 milyar dolar. Tarımsal hasıla yani 450 milyar liralık bir hedef koyuyorsunuz. Arkasından ihracat 40 milyar dolar demişiz. Şu anda ihracatımız 17 milyar. Cumhuriyetin 100. yılında ulaşmak için bir karış toprağın dahi zayi edilmemesi gerekmektedir. Büyük bir dayanışma sergilememiz gerekiyor. Tabi bölgemiz açısından tarım arazilerinin korunması son derece önemlidir. Bununla ilgili valilerimizden bilgi aldım. İki üç ova diyebileceğimiz merkezi sit alanı çalışmalarımız var. Türkiye geneli 184 ovanın tarımsal sit alanı ilan edilmesiyle ilgili çalışmalarımızı tamamlamış bulunuyoruz. Bu karar açıklanacak, yayınlanacak ve böylece mevcut olan talan, kurtardığımız bu güzel tarım alanlarını inşallah muhafaza etme konusunda bu sit alanı haliyle hızlı bir şekilde dönüştüreceğiz” ” şeklinde konuştu.

“Şimdi yılda iki kez ödemeyi kararlaştırdık”
Desteklerin sürekli arttığının altını çizen Bakan Çelik, “1.8 milyardan şimdi KDV’ler dahil son gübre, mazot KDV’leri dahil 14 milyara ulaşmış bulunuyor. Bunları daha rasyonel bir şekilde kullanmak için belki ayarlamalar yapmak gerekiyor. Mesela şimdi yılda iki kez ödemeyi kararlaştırdık. Dedik ki Mart ve Nisan ayında ödeme yapalım. Birde Eylül ve Ekim ayında ödeme yapalım. 12 ay ödeme var desteklemelerle ilgili çiftçinin de başı dönmüş durumda neyi ne zaman alıyor nereye gidiyor birçokta zaten bürokraside on lira oradan kesiliyor beş lira oradan kesiliyor. Dedik ki yalnız üreticiye gidecek. Yani hayvansal desteklerimiz, hepsi burada istiyorlar ihtiyaçları varsa verelim ama üreticinin parası üreticiye, birliğin parası birliğe yani üretici direk olarak kendi hakkını, devletin verdiği desteği alsın. Birlikle ilgili biz oturup konuşuruz, kavga ederiz anlaşırız. Mutlaka bir çare kendi aramızda buluruz. Onlarsız bir yol yürümeyi hiç düşünmeyiz biz. Üreteci, devletin verdiği desteği, mutlaka alıp cebine koymalıdır. Programını ona göre yapmalıdır” dedi.

“Çiftçi boşa kürek çekmesin”
Bir diğer konunun ise lisanlı depoculuk olduğunu söyleyen Bakan Çelik, konuşmalarını şöyle sonlandırdı:
“Bölgemiz için önemli. Şimdi birçok düzenlemeyle amacımız ne dedik, çiftçi boşa kürek çekmesin. Onun için yapıyoruz bunları. Atıl bir şey olmasın, arz talep dengesinde bir sorun yaşanmasın bunun için yapıyoruz. Bu noktada çiftçinin lehine olacak bir diğer şeyde lisanlı depoculuk. Bununla ne yapacağız sağlıklı bir depolama gerçekleşecek, arz-talep dengesinde fiyat istikrarı olacak. Uygun koşullarda kredi imkanları olacak. dilediği zaman üretici ürününü satma imkanı elde edecek. Ne zaman uygun bulursa o zaman satacak. Bu altyapıyı, depoları oluşturmadan ürün borsasına geçme şansınız yok. Şimdi biz, bir milyon tonun ihalesini yaptık. Trakya’da var işin içinde, hızlı bir şekilde 5 milyon tona çıkaracağız bunu. Şu anda 681 bin tonluk lisanslı depomuz var. Hızlı bir şekilde bu depoları bir yıl içerisinde tamamlayacağız. Böyle bir lisanslı depo altyapısı tamamlandığında Gümrük Bakanlığımızla çalışmamızı sürdürüyoruz. Ürün borsasına geçtiğimiz an, üretici ürününü güvenli bir yere verecek. Dilediği zamanda dilediği kadar ürünü kağıdı vasıtasıyla satacak. Artık babadan kalma bir tarım ve hayvancılık anlayışıyla yolumuza devam edemeyiz, çağın gerekleri neyse, teknolojik imkanlar neyse, makine ekipman neyse bunların tümünü kullanacağız. Bilimsel veriler çerçevesinde, üniversitelerinde rehberliğinde, hep beraber inşallah yürüyüşümüzü gerçekleştirmiş olacağız.”
(İHA)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.