Türkiye, anayasa değişikliği için 16 Nisan’da gerçekleştirilecek referanduma kilitlenirken, İzmir ve Manisa’da yaşayan vatandaşların referandum hakkındaki düşünceleri soruldu.
İhlas Haber Ajansı (İHA), 16 Nisan’da yapılacak olan anayasa referandumu öncesi İzmir ve Manisa’da sokağın nabzını yokladı. İzmir’de İHA muhabirlerinin “Referandum’da evet mi diyeceksiniz, yoksa hayır mı?” sorusuna vatandaşlar farklı cevaplar verdi. İzmir’in merkez ilçelerinde yaşayan vatandaşlar ağırlıklı olarak ‘hayır’ oyu kullanacağını ifade etti. Ödemiş gibi büyük ilçelerde de ‘evet’ oyu ön plana çıkarken, Şehzadeler şehri olarak bilinen Manisa’da da ‘evet’ diyenlerin çoğunlukta olduğu görüldü.
İZMİR’İN MERKEZ İLÇELERİNDE HAYIR AĞIRLIKTA
İzmir’in en büyük merkez ilçelerinden Konak’ta, ‘hayır’ diyen vatandaşların oranının ağırlıkta olduğu görüldü. Vatandaşlar, 16 Nisan’da sandığa mutlaka gidip vatandaşlık görevlerini yerine getireceklerini ifade ederken, ‘hayır’ deme gerekçelerini ise farklı farklı yorumladı.
ÖDEMİŞLİLER EVET GARİ DİYOR
İHA muhabirleri, çeşitli ilçelerde de vatandaşlara mikrofon uzattı. Ödemiş ilçesindeki vatandaşlar da, yöresel dilleriyle ‘evet gari’ diyerek referandum kararını açıkladı. Ödemişliler, hükümet politikaları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın icraatlarından memnun olduklarını, Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda daha güçlü olması için ‘evet’ diyeceklerini belirtti. Yine İzmir’in Tire ilçesinde de vatandaşlara referandum kararı sorulduğunda da, ‘evet’ diyenlerin sayısının ağırlıkta olduğu gözlendi.
MANİSA’DA EVET DİYENLER ÇOĞUNLUKTA
Yerel ve genel seçimlerde farklı sonuçların sandığa yansıdığı ender iller arasında bulunan Manisa’da da, vatandaşların çoğu referandumda ‘evet’ oyu kullanacağını belirtti. Türkiye’nin birlik ve beraberliğinin sağlanması için ‘evet’ diyeceklerini vurgulayan vatandaşlar, ülkenin tekrar koalisyon dönemlerini yaşamaması, istikrarın bozulmaması ve FETÖ ile mücadelenin aksamaması için bu kararı verdiklerini söyledi. ’Hayır’ oyu verecek olan vatandaşlar ise rejim değişikliği endişesi ve tüm yetkinin bir kişide toplanabileceği düşüncesini öne sürerek, bu kararı aldıklarını anlattı.
