Kadın olmak;
İbrahim'in yanında Nemrut'a karşı durmak,
İsmail ile tek başına çöllerde zemzem bulmak,
Hacer olmaktı…
Issız çöllerde bir çift nemli göz olup;
İlmik ilmik boğazında düğümlenen kelimeleri sıcakta kurutmaktı.
*
Kadın olmak;
Musa’nın yanında Firavuna karşı durmak,
Erkek bebeklerin katledildiğini bilerek Firavun ‘un sarayına göndermek,
İmran olmaktı…
Yavrunun kokusunu dahi Allah’a ısmarlarken;
Pırıl pırıl gözyaşlarıyla yanan şefkatini sessizce söndürmekti
Asiye olmak…
Musa’lara kucak açmaktı…
Sonra bağrından kopup nura çağıran yiğidine en evvel inanmaktı,
Velev ki, Firavunların zulmü yeryüzünü kaplasa da…
*
Kadın olmak;
Gönül tezgâhında; nakış nakış erdemi dokumak,
Kemal minberinde; Meryem’ce havayı okumak…
Zekeriya'nın himayesinde kendi dünyasında yaşamak,
Meryem'in iffetini yüreğinde taşımaktı.
İman ve irfan ikliminin en hoş esintileriyle okşamaktı.
Ve dahi kadın olmak,
İsa'yı doğurmak Meryem olmaktı…
*
Kadın olmak;
Hatice olmaktı…
Herkes hor gördüğünde O'na canı gönülden inanıp,
Canı pahasına mülkünü O'nun önüne sermek;
Muhammet Peygamberin yanında dimdik durmaktı.
Hatice olmak…
Vefa tezgâhında teslimiyet dokumaktı.
Ve giderken ardında, yokluğunda hüznü yaşayan buğulu gözler,
Rabbinin ayetlerine mazhar olmak,
Müteessir yürekler bırakmaktı…
*
Kadın olmak;
Ayşe'ce ilme vurulmak.
Hadis deryasında yoğrulmak;
Fatıma'ca Hasan ve Hüseyin gibi yiğitler doğurmak,
Zeynep'çe hüzne boğulmaktı.
*
Kadın olmak;
Yağmur yüklü bir bulut olup,
Göz pınarından süzülen her damla yaşla
Körelmiş yüreklere Rahman'ın rahmetini muştulamaktı.
Kadın olmak; cenneti ayaklarının altına almaktı.
Kadın olmak; Rabbinin emirleriyle taçlanmış sultan olmaktı.
Hüseyin ADALAN
Gazeteci ve yazar