MERKEZ SAYIN 1010

Değerli okurlarım,Yazımın başlığı biraz tuhafınıza gitmiş olabileceğini düşünüyorum. Bu yazımızda göz bebeğimiz POLİS'lerimizin sorunları hakkında zülfüyare dokunmak istiyorum. 10 Nisan 1845 yılından bu yana halkına 7/24 saat cansiperane hizmet sunan bu teşkilatımız hakkında bugüne kadar menfi veya müsbet bilgi verenler olmuştur. 

Bu teşkilatın omurgasını en iyi şekilde tanıyan bir kardeşiniz olarak benim gözlem ve perspektifimden yola çıkarak;POLİS 'in ülkemizdeki durumu nedir.POLİS 3201 Emniyat teşkilatı kanuna tabi ve bugüne kadar onlarca kanunun kendine vermiş olduğu yetkiye dayalı olarak görevini ifa etmektedir.Çevrenize bir göz attığınız da gerek akrabalarınızdan veya arkadaşlarınızdan bir kaç kişi sayabilirsiniz. Polis'lik mesleği her döneminde, devletin açmış olduğu sınavlar şeklinde aranan kriterlere uygun olan adaylar eskiden ilkokul veya ortaokul mezunlarından alınırdı. O zaman malum ülkemizde Üniversite veya Lise az denilebilecek sayıdaydı. 1980 yıllarından 2000 yıllarına kadar Lise ve dengi okullardan mesleğe alınmalar oldu. Daha sonrasında ön lisans ve lisan mezunları mesleğe alınarak gerekli kurslarını tamamladıktan sonra 81 vilayetimizin çeşitli yerlerinde vazifelendirilmekteler. 

Her kurum ve kuruluşta olduğu gibi Polis'lerimizde bizim bağrımızdan çıkmış kişilerdir. Onları bizlerden farklı kılan sadece sorumlu oldukları yerine getirmeleri gereken görevleridir. Zira vazifesinin onlara yüklemiş olduğu en büyük kural vatandaşının can ve mal emniyetini korumak ve kollamak. Devletin yüklemiş olduğu bu sorumlulukta Polis ve Askerin dışında kaç kurum mensubunu daha sayabilirsiniz? Affınıza sığınarak betimlemek istiyorum bazı sığ çevrelerce veya ideolojik sebeplerden ötürü Polis'i öçü gibi gösterenler var. Sanki,başka bir gezegenden gelmiş gibi Polise önyargıyla bakanların bu ön yargısını kırmak " ALBERT EİNSTEİN" dediği gibi,atomu parçalamak kadar zor olduğunu görmekteyiz. Polis sadece gücünü kanunlardan ve yasalardan alır. 

Olumsuzlukları her insanda olduğu gibi bu teşkilatın içinde de vardır. Çünkü mayası İnsan diyoruz. Hatasız hiç kimse yoktur. Önemli olan hatasını anlayarak minimize edebilmektir. Kendi teşkilatından emekli olan bazı polis abilerimizin serzenişlerini zaman zaman duyuyorum. Yahu arkadaş passaport veya Ehliyet için Emniyette gittim emekliyim dedim yüzüme dahi bakmadılar.Hoş geldin demediler. Çay bile ikram etmediler. Bizim zamanımızda böylemiydi feveran etmekteler.Yani siz yıllarca bu teşkilata hizmet ediyorsunuz tekaüta ayrıldığınızda meslekdaşlarınızca tiye alınmamanız gönlünüzü kırmaktadır. Bu durumun bence sosyo ekonomik yönüne el atarsak çok zor şartlarda vazife yapan polis arkadaşlarımız psikolojik olarak sürmenaj durumda olduklarından dolayı zaman zaman hata yapmaktalar.Diğer bir yanıda ekonomik şartları göz önüne alırsak malum aldıkları maaşlar ve özlük hakları yarım yamalak  zor şartlar içerisinde kar,yağmur,soğuk,sıcak demeden gecesi gündüzüne karışan bitap düşen polin psikolojisinin yerinde olduğunu söylemek mümkünmüdür. 

Sosyal çevre desen sıfır ailesi çolu çocuğunun gözleri babalarını yolunda acabalarla yaşayan bu teşlilat mensubundan ne kadar hoş görü bekleyebilirsiniz ki, 15 Temmuz 2016 darbesinden sonra teşkilat adeta yıkıma uğradı. Teşkilatın içine yanlış politikaların ve Cemaat denen alçakların zehirlemesiyle  can damarlarına sızan bu güruhlar polisimize Cumhuriyet tarihinde vurdukları en büyük darbedir. Polisin moral ve motivasyonu yerle yeksan olmuş vaziyette. Zaten görevden el çektirilenler,ihraç veya cezaevlerine atılanları saydığımızda kadroda bir eksilme olduğu vazifenin yorgunluğunun bir kat daha çalışanların sırtında olduğunu görmekteyiz.Yetkililerin en kısa zamanda bu teşkilata hainlik yapanları tesbit ederek yargının karşısına çıkarmalı ve en ağır cezai müeyyide uygulanmalıdır. Bu şerefli ve ulvi mesleği hiç kimsenin karalamaya ve zarar vermeye hakkı yoktur. 

Vatanın bölünmez bütünlüğü uğruna gözünü kırpmadan şehadet şerbetini içen bu şerefli güvenlik ordumuz olan Polislerimize millet olarak,Devlet olarak sahip çıkmalıyız. Başlıkta Sayın 1010 diyerek dikkat çekmem Polis telsiz kodunda 1010 Sayın Cumhurbaşkanın telsiz kodudur. Merkez olarak çağrı yapılması 300 binin üzerinde emeklisi ve aktif çalışanı ile Emniyet teşkilatına yıllardır söz verilen fakat bir türlü yerine getirilmeyen 3600 ek gösterge ve çalışma şartlarındaki iyileştirmenin biran önce hayata geçirilmesi yönünde atılan her adımın sözde kaldığını görmekteyiz. İçişleri bakanlığımıza bağlı olan ve varlığından her zaman gurur duyduğumuz Jandarma ile kıyasladığımızda aynı görevleri yapmalarına rağmen bir ilçe Emniyet Müdürü konumundaki rütbeli, Jandarma kıdemli Başçavuşu kadar özlük haklarından faydalanmaması gerçekten çok üzücü ve bir o kadar da içler acısı sayın 1010'nun bu konuya kayıtsız kalmayacağına inanalardanım. Sayın İçişler bakanımızında elini taşın altına koymasını bekliyoruz. Bakanımızın terörle mücadeleye karşı vakurlu ve hamasetli duruşu göğsümüzü kabartığı gibi bu konuya da el atmasını ayrıca maliyenın bütçesi bu uygulamaya müsait değil gibi açıklamalar kaçamak cevaptan başka birşey değil. Polisin sorunlarını meclise hangi partiden getirirlerse getirsinler nihayetinde bu devletin polislerine sahip çıkılmıştır. 

Bu işin siyaseti olmaz çevremize baktığımızda yaşları 60 veya daha üstünde olan emekli polislerimizin sosyal yaşamları içler acısı, çalışırken almış oldukların maaşın yarısıyla hayatlarını zar zor yoksuluk içerisİnde idame ettirmekteler. Soruyorum sayın yetkililere; Bunların ecnebi devletinfeki Polisler gibi emekli olduktan sonra insanca yaşamaya hakları yok mu? ölene kadar çalışmak zorundalar mı? Merkez sayın 1010 bu konudaki polislere vereceğiniz hayırlı müjdeler dileğiyle durum normal....