MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin çıkışı ile başlayan Terörsüz Türkiye sürecine, yapılan anketlere göre toplumun desteği sanılanın aksine oldukça yüksek seviyede başladı. 5 ayrı şirketin yaptığı ankete göre en düşüğü %61, en yükseği %80 olarak ölçülmüş.
Yine sanılanın aksine milliyetçi muhafazakâr kişiler üzerinde oran daha yüksek, sol eğilimli kişiler üzerinde daha düşük destek oranları görülüyor.
Toplam kişiler üzerinden bakıldığında destek oranının her geçen gün aşağı yönlü hareket ettiği de görülmekte.
Peki ne oldu da halkın desteği azalıyor?
Süreç en başta PKK’nın şartsız ve koşulsuz silah bırakmasını öngörüyor, halkta bir heyecan yaratıyordu.
Ancak günler geçtikçe, bebek katili, bölücü elebaşının terör örgütlerine silah bırakma çağrısı, örgütün tüm kollarında karşılık bulmadı.
PKK silah bırakmayı kabul ederken, örgütün Suriye kolu YPG/PKK silah bırakmayı, Suriye ordusuna entegre olmayı kesin bir dille reddediyordu. “Koşulsuz ve şartsız denilen süreç” PKK’nın siyasi kolu DEM yöneticilerinin şımarıkça talepler öne sürmesi, parti içinde her kafadan başka bir ses çıkması süreci halkın gözünde çok da tahammül edilmez bir noktaya getiriyordu.
PKK’nın Türkiye’de bulunan ve mağaralardan başını çıkartamayan az sayıdaki üyesi Türkiye’den çekilmesi ve bunu da bir şov malzemesi yapması tepkileri de beraberinde getirdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde süreci yönetecek komisyon üyelerinin, İmralı’da bölücü elebaşını ziyaret etme fikri ortaya atılınca, bu hem meclisteki bazı partilerin hem de vatandaşlar arasında tepkilere neden oldu. “Milletin vekilleri bir terör örgütü liderinin ayağına gitmemeli” sesleri ortaya çıktı.
Peki sadece sürecin maalesef bir ayağı olan DEM partili vekillerin şımarıklığı mı milleti irite ediyor? Tabii ki hayır.
Hükümet kanadında yer alan, fikirlerine ve önerilerine başvurulan akil isimlerden de en az DEM’liler ya da PKK’lılar kadar cüretkâr teklifler gelmiyor değil.
İçlerinde, “Canım ne olacak, YPG ile barışıverelim, onlara bir statü verelim” diyen de var, bangır bangır cezaevindeki PKK’lılara af diyen,
PKK’nın terör örgütü olmaktan çıkarılması için Milli Güvenlik Kurulu’na “bu konuda karar alıverin” diye istikamet gösteren komisyon başkanımız bile var.
Yavaş gelin beyler, yavaş gelin. Allah’ınızı severseniz yavaş gelin.
Biz bu sürece niye destek verdik, bu millet niye verdi? Kardeşlik hukuku dediniz, artık bu akan kan dursun dediniz, şartsız dediniz.
Tamam yahu, bunu karşılığında da hadi bir şeyler oluversin’e alıştırdınız. Ama binlerce şehit yakınını rencide etmeyin, ettirmeyin. Kardeşlik masası diye kurduğunuz masayı pazarlık masası yaptırtmayın.
Bu milletin Kürt kardeşlerimiz ile hiçbir zaman sorunu olmadı, olmayacak da. Yüzyıllardır beraber yaşadık, binlerce yıl daha yaşayacağız. Bunun aksini kimse söyleyemez. Ama 50 binden fazla şehidimizin katillerini bize bir kahraman gibi yedirmeye çalışmayın; bu millet yemez.
Süreci yönetirken biraz kendinizi de hele hele muhataplarınızı biraz sessize alınız. Reytingi var diye her kameraya kimse şov yapmasın, yaptırmasın.