banner261

Dünyada enerji kaynakları günden güne azalırken enerjinin bilinçli ve verimli kullanılması enerji politikalarımızın, sürdürülebilir maliyetin ve en önemlisi arz güvenliğimizin temel taşını oluşturuyor. Enerji üretmek veya enerjiyi elde etmek kadar sahip olduğunuz enerjiyi verimli tüketmek de keza enerji bağımsızlığın ana bir sonucudur. Enerjiye olan ihtiyaç sürekli artarken, elektrikli araçlara geçiş hızlanmışken, insanlar-insanlık bu dünyayı yaşanılabilir, karbonsuz-temiz bir yaşam alanı oluşturmak istemişken ve artan nüfusla birlikte teknoloji ve sanayileşmeye paralel enerjinin talep tarafı ziyadeleşirken fosil enerji kaynaklarının tükenmesi, yenilenebilir enerjinin arzu edilen seviyeye ulaşılmaması mevcut kaynakların verimli tüketilmesi bir tercihten ziyade zorunluluk gerektiriyor.
     
Peki, nedir enerji verimliliği?

Öncelikle enerji tükettiğimiz alanları bilmemiz ve gruplandırmamız lazım. Biz enerjimizi nerelerde tüketiyoruz? Sanayide, kamu binalarında, ticari işletmelerimizde (Avm, market, kasap, berber, tuhafiyeci vb.), yaşam alanlarımızda, meskenlerimizde, tarımsal faaliyetlerde, ulaşımda kısaca her alanda enerji olmadan yaşamı idame etmek neredeyse mümkün değil. Enerji verimliliği ise sanayi ve ticari faaliyetlerde hiçbir proses kaybı yaşamadan aynı ürünü daha az enerji kullanarak ürün elde etmeye, yaşam alanlarımızda ise konforumuzdan ödün vermeden daha az enerji tüketerek aynı işi elde etmeye enerji verimliliği diyoruz. Mühendislik verilerine göre sektörel bazda ayrı ayrı değerlendirildiğinde ortalama enerjimizin yüzde 20 ile 25’ini verimli kullanma potansiyeli var. Bir başka bakış açısıyla biz aslında sahip olduğumuz enerjinin yüzde 20 ile 25’ini israf ediyoruz. Boşa harcıyoruz. İthal enerji için ödediğimiz milyar dolarların aslında bu oranı heba ediliyor. Yani enerji verimliği çevre, arz güvenliği derken aslında büyük bir ekonomik geri kazanım potansiyeline sahip müthiş bir güç. 

Enerji verimliliği öyle bir güç ki, dünyanın en ucuz, en temiz enerji kaynağı kavramını kullansak hata etmiş olmayız. Çünkü ülkemiz fosil kaynaklarca fakir, yenilenebilir enerji açısından zengin ama gelişmekte olan bir ülke. Ancak katıldığım tüm platformlarda mutlaka söylüyorum. İsterseniz Türkiye’nin enerji ihtiyacının tamamını yenilenebilir enerjiden; güneşten-rüzgârdan elde edin yine de enerji tüketirken bilinçli ve verimli kullanmak durumundayız. Enerjiyi verimli kullanmak bir kültür, ahlaki bir yaşam biçimidir. Genel geçer bir kavramımız var. Herkes bilir. ‘Gereksizse söndür’ deriz. Evet, 8 W tasarruflu ampul varken artık 100 W geleneksel akkor lambalar kullanmak hiç de ahlaki olmasa gerek. 

Enerjiyi üretmek kadar iletip, dağıtmak da oldukça meşakkatlidir. Çok zor şartlarda üretilen enerjinin yüksek yatırım maliyetleri ile hangi dağlardan, hangi bayırlardan geçtiğinin bilincine varırsak emin olun enerjnin bir an bile verimsiz kullanılmasına razı olmayacağız. Dolaysıyla enerji verimliliğine yapılacak yatırımlarla hem ev-iş ekonomimizi güçlendireceğiz hem de dar boğazdan geçtiğimiz son zamanlarda ülkemizin makro ekonomisine önemli katkı sunacağız.

Bu kapsamda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca 6-7 Ekim’de 11. İstanbul’da Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı tertipleniyor. Ben de orda olacağım. Bu programın toplumsal enerji verimliliği bilincinin oluşturmasını temenni ediyorum. Zira enerjiye her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var.   


 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.