Eskihisar, Gebzenin küçük bir sahil kasabasıdır. E-5 karayolundan Marmara Körfezini feribotla geçmek üzere Eskihisar tabelasını takip eden İstanbullular çoğu zaman bu sahil kasabasının tarihi ve doğal güzelliklerinin farkına varmadan feribota binip doğrudan karşıdaki Topçular iskelesine hareket ederler. 


Oysaki hiç bitmeyen dünya telaşına biraz mola verip Eskihisar’a sapanlar çok güzel keşiflere imza atarlar.Örneğin ünlü Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunun ressamı Osman Hamdi Bey’in müze olan evi buradadır. Pek çok tarihi Yeşilçam filmlerine dekor olmuş olan Eskihisar kalesi, Kartacalı ünlü komutan Hannibal’ın mezarları buradadır.Tarih merakınız yoksa da sahil lokantalarında balık yiyebilir yada denize sıfır çay bahçelerinde çayınız yudumlarken Osman Gazi Köprüsünün, körfeze demirlemiş gemilerin, sandalda balık avlayan balıkçıların dekor oluşturduğu enfes deniz manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.Ancak Eskihisarla ilgili anlatacağım bunlardan çok daha farklı tarihin derinliklerinde kalmış bir konu. Gebze ışıklardan Eskihisar feribot iskelesine doğru saptığınızda virajlı yoldan denize doğru inerken sol tarafta üzerinde demir yolu olmayan taş viyadükler görürsünüz.Bu taş viyadükler Haydarpaşa garından başlayan Hicaz Demiryolunun önemli bir parçası olarak birçok tarihi olaya konu olmuş veya tanıklık etmiştir. Bunları en önemlisi ise Birinci Dünya Savaşında gerçekleşmiştir.  1915 yılında Çanakkale Savaşının en şiddetli günleri yaşanıyordu. Müttefik güçlerin karşı konulmaz sanılan donanmasıTürk askerinin kahramanca savunması karşısındaboğazlardan geçememişti.

Fakat müttefikler denizden geçemedikleri boğazları karadan geçmek niyetindeydi.  Bu durumu fark edenOsmanlı Devleti Anadolu ve Rumeli kıyılarına karadan asker yerleştirmeye başlamıştı.
Müttefikler iseTürklerin bu girişimini engellemek için her türlü yola başvuruyorlar özellikle de denizden sevkiyat yapılmasına engel olmak istiyorlardı.İşte bu amaçla İngiliz Kraliyet Donanmasına bağlı HMS E-11isimli bir denizaltı 27 Şubat 1915 tarihinde Çanakkale Boğazının altından geçerek Marmara DenizindekiTürk gemilerini torpilleyerek batırmaya başlamıştı.Ne yazık ki Hristiyan ahaliden bazı kişiler sahilden fenerlerle işaret yaparak bu denizaltıya yol gösteriyordu. E-11 Denizaltısı yedi ay gibi kısa bir sürede irili ufaklı tam 94 gemi batırmıştı.Bu denizaltının en büyük vukuatı ise 20 Ağustos 1915 gecesi yaşandı. Hayalet gibi Darıca burnunu dolaşan denizaltı Eskihisar önlerinde sahile yirmi metre kadar yaklaştıktan sonra geminin 2.kaptanı D’oylyHughesbir sal şeklinde tahtalarla birleştirdiğive içinde 30 kg dinamit lokumları olan bidonları sahile çıkarıpköprünün ayağına yerleştirmişti.

Yüzbaşı D’oylyHughes hazırladığı fünyeyi ateşledikten sonra hızla denizaltıya doğru yüzerken korkunç bir patlamayla o zaman ki ismiyle Gekbuza köprüsü havaya uçmuştu. Olayın duyulmasından sonra harekete geçen Gebze Kaymakamlığı bu sabotajın yabancı birisi tarafından tek başına mihmandarsız olarak gerçekleştirilemeyeceğine karar vererek soruşturma başlatır.  Gerçekten de bu günkü adıyla Darıca’nın Yalı Mahallesinde oturan Rum balıkçı Vasil’in oğlu Yorgi’nin o gece denizaltının içinde olduğu ve İngilizlere yol gösterdiği ortaya çıkar.Yapılan yargılama sonucunda vatana ihanet eden Yorgi idam edilirken,İngiliz Kraliyet Ordusu Yüzbaşı D’oylyHughes’e İngiliz Krallığı Üstün Hizmet Madalyası verecektir.Çanakkale’ye asker sevk eden trenlerin yolunu kesmek için yapılan bu olay dünya denizcilik tarihine bir denizaltıdan bir kara hedefine yapılan ilk sabotaj olarak geçmiştir.Eskihisar sırtlarında yer alan taş viyadükler bu olayın tanıkları olarak yıllardır orada durmaktadır. Bu vesileyle bu cennet vatanda özgürce yaşamamızı sağlayan şehit ve gazilerimizi rahmet ve saygıyla anıyoruz. Allah onlardan razı olsun.







Kaynak : “Karye-i  Darıcadan Darıca İlçesine”, Mutlu Kerem Kolcuoğlu, İstanbul, 2013.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.