banner261

Bir parti düşünün, Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde 9 Eylül 1923’te önce “Halk Fırkası” adıyla temelleri atılmış. 1924 yılında “Cumhuriyet Halk Fırkası”, 1935 yılında ise “Cumhuriyet Halk Partisi” adını almıştır. 1927 yılında “Cumhuriyetçilik”, “Halkçılık”, “Milliyetçilik” ve “Laiklik” CHP’nin dört temel ilkesi olarak benimsenmiştir. 1935 yılında “Devletçilik” ve “Devrimcilik” ilkeleri de eklenerek Partinin ilkeleri altıya çıkarılmıştır.

Bundan tam 95 yıl sonra; Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün isminin arkasına sığınıp, 6 Ok’unda bulunan ilkelerinden uzaklaşıp, millet için hiçbir siyaset,fikir,proje üretememiş, 7. Bir ok icat etmiş,tamamen Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerine bir kurgu kurmuştur.
Kurgu karşılık bulmuş, % 25’lik bir kesimi konsolide etmiş, bu yüzde 25 ile iktidar olma hayalleri kurmuştur. Karşısında ki %52’lik Erdoğan bloğunu aşamamıştır.
    
Bu bloğu aşmak için ismi sağ ama söylemleri sol’u temsil eden CHP’nin güdümünde 10’a yakın sağ parti kurduruldu
Amaç %1-2-3 ne koparırsa Erdoğan bloğundan oy tırtıklayarak Erdoğan’ı zayıflatarak yönetimi ele geçirme operasyonları yapılmıştır. Kurgu kısmen başarılı olup, %52’nin karşısında %48’lik bir blok oluştursa da Erdoğan bloğunun önüne geçmeye yetmemiştir
Erdoğan karşıtlığı üzerine kurulan politika Fetö’nün CHP’ye miras bıraktığı bir proje olduğu gibi, Sağ görünümlü sol partiler kurdurulması da bir batı projesinden ibaret olduğu çok çabuk ortaya çıktı ve halk bunu çok çabuk çözdü
Bu gün gelinen nokta, Erdoğan karşıtlığı cepte durarak paranın gücü ile siyaseti dizayn edip, Medya, siyaset ve ülke de sözü geçenleri satın alarak yeni bir siyasi rüzgar estirme çabasından başka bir şey değil.
Nasıl kazanıldığı sonradan ortaya çıkan kirli para gücü ile, delege satın alarak, gazeteci satın alarak, yeni gazete ve Tv kanalları satın alarak önce CHP ele geçirildi, Proje yargı duvarına çarpınca mağduriyet ortamı oluşturulup siyasi rüzgarı büyütme gayretine girdiler
Ülkede ki ekonomik atmosfer ve siyasi kutuplaşma bu rüzgarın büyütülmesi için elverişli bir ortam oluşturuyordu, Ancak, Paranın gücü parayı yöneten aktörleri öyle bir cüretkar yapıyor, her şeyi yapabileceklerini düşündürüyordu ki, her pisliği para ile kapatabilecekleri, dizayn edebileceklerini düşündürüyor, hata üstüne hata yaptırıyordu.
İBB soruşturmasında medyaya yansıyan bir ses kaydında, Murat Ongun ile toplantı yapan bir kişi aynen şunları söylüyordu:
‘’Beyler, Bu seçimi kaybedersek (2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi) hepimizi alacaklar burda ki herkes Silivri’ye gidecek haberiniz olsun’’ diyordu.
Kurulan örgütte en güvendikleri adamlar çözüldü, işler hiç te umdukları gibi gitmedi, bugün haklarında hüküm verilmediği için hiç kimseyi kesin suçlu ilan edemediğimiz gibi, okuduğumuz, gördüğümüz küçük detaylar ile bile masum olduklarını da söyleyemiyoruz
15 Eylül’de mahkemenin CHP kurultayı ile ilgili alacağı karar ile, Uzaklarda yazılan senaryoların akıbeti de, İBB soruşturmasının kamuoyunda oluşturulan suni algısını da, CHP’nin geleceğini de, hem de ülkenin siyasi atmosferini 90 derece değiştireceği kesin.
Sürecin bize öğrettiği şu ki, para ile saadet olmuyormuş, haksızlık, hukuksuzluk Bağdat’tan dönüyormuş.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.