1’ci Trump döneminde başlayan Türkiye ABD krizleri yaklaşık 10 yıldır sürüyor, Her yeni kriz de ‘’Abd ile dibin dibini gördük’’ deniliyor ama daha büyük, yeni krizler çıkıyordu. Krizden nemalananlar bir türlü dibe inemiyordu.

Çıkan bu krizler, Ülke ekonomisini ve Uluslararası ilişkileri zehirliyor ve birilerinin ekmeğine yağ sürüyordu. Her yeni kriz Dolar’ı zıplatıyor, para piyasalarını allak bullak ediyordu, Borsa düşüyor, Enflasyon tırmanıyor, iktidar buraya hapsoluyor, enerjisini buralara harcıyordu.

İktidara alternatif olacak muhalifler, yeni fikir, proje üretmek yerine ellerini ovuşturuyor, ekonomi üzerinden iktidarı dövüyordu.
Bahsettiğimiz 10 yıllık süreçte bu krizlerin az ekmeğini yemediler, İktidarı ele geçiremeseler bile yerel yönetimlerde hatırı sayılır bir gücü ellerine geçirdiler, hoş, o gücü kendi menfaatleri ve kurdukları çetelere peşkeş çekip ayaklarına dolanması çok zaman almadı. Şimdi yolsuzluk prangalarından kurtulmak için debeleniyorlar.

ABD ile olan krizler sadece içeride ki muhalifleri mi sevindiyor işlerine yarıyordu?
Tabiki hayır, Başta Türkiye’nin ilerlemesini kendilerine tehdit gören İsrail, Yunanistan, Kıbrıs, İran gibi ülkeler de bu krizlere az buz sevinmiyorlar dı.

Türkiye ve ABD yönetimi bir karar aldı, bu krizleri bir şekilde ortadan kaldırıp, kaldıramadıklarını rafa koyup ticari ve siyasi ilişkileri yeniden canlandırma iradesini ortaya koydular.

Düşünsenize Kriz o kadar derindi ki, ABD Türkiye ve bir çok ülkenin ortak projesi olan F35 Savaş uçağı projesinden Türkiye çıkarılıyor, parasını ödediği uçaklar verilmiyordu.

THY, Pegasus, AJet, ABD’den yüzlerce yeni yolcu uçağı almak istiyor, siparişler ABD bürokrasisine takılıyor, yıllardır Uçaklar alınamıyordu.
Savunma sanayin’ de kullanılmak üzere çok basit yedek parçalar bile alınamıyor ambargo uygulanıyordu.
Elimiz ‘deki F 16 savaş uçaklarının eskiyen parçaları bile tedarik edilemiyor Hava savunma gücümüz zayıflatılıyordu.
İki ülke arasında yapılabilen ithalat ve ihracatta karşılıklı anlamsız ek vergiler getiriliyor du.

Bu duruma kimler seviniyordu?
Elbet Yunanistan, İsrail, Rum kesimi ve içeride ki uzantıları.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Trump radikal bir karar alıp bu krizleri aşmak için bir araya geldiler.
Beyaz sarayda, Trump’ın Dünya liderlerine uyguladığı alışıldık ağırlama geleneğinin dışına çıkılıyor, Erdoğan’ı krallar gibi misafir edip, övgüler diziyordu. Beraberinde, görüşmeden bir dizi anlaşmalar, geri adımlar çıkıyordu.

Toplantı sonrası kıyametler kopuyor, 3 yerden çok yüksek itirazlar ve sesler çıkıyordu:

İsrail, 2-Yunanistan, 3- CHP sert tepkiler veriyor du.

Hadi İsrail ve Yunanistan’ı anlıyorduk, ABD’yi Türkiye’ye karşı kullanma, kışkırtma, gözdağı verme, Ortadoğu da ve Ege’de istediği gibi at oynatma lüksleri sona erebilirdi.

Peki ya CHP’ye ne oluyor du?
Koro halinde görüşmeyi itibarsızlaştırma kampanyasını devreye alıyor, Genel başkandan en alt kademeye kadar ateş püskürüyor du.

Eleştirilerine bakınca, Yapılan ticari anlaşmalar değil, verilen samimi görüntüler ve fotoğraflar oluyordu.

Özgür Özel, ‘Ben bu kadar övülsem utanırdım’ falan dedi,
Genel başkan yardımcıları Ali Mahir Başarır, Hiçbir anlaşma açıklanmadan ve toplantı bitmeden ‘Toplantı bir bütün olarak fiyaskodur’ dedi
CHP’nin dış ilişkilerinden sorumlu bir zat, ortada açıklanmış bir konu olmamasına rağmen, ‘Sokakta ki vatandaş ne kazandı, ortada bir kazanç yok’ dedi.
CHP’li Akademisyen görünümlü sosyal medya şarlatanları, Trump’ın kendi seçimlerinde yaşadığı ‘hileli seçimleri’ kast ederek, ‘’beni en iyi Erdoğan biliyor, seçimleri kaybedince sürekli görüşmeye devam ettik’’ cümlesini, ‘’Trump, Türkiye de ki seçimlerin şaibeli olduğunu söyledi’’ gibi saçma sapan tercümeler ile fetö hesapları ile beraber kampanyalara giriştiler.

Bütün bu yaşanan panik ve komedinin aslında bir tane nedeni vardı.
Paniğin nedeni, ABD Büyükelçisi Barrack’ın, ‘’ Bu görüşmeden sonra, Türk ekonomisinde olumlu yönde hareketler olacak cümlesinde gizliydi.

Muhalefetin Türkiye ekonomisin de ve ticaretin de oluşacak iyimser havaya zerre kadar tahammülü olmadığı kabak gibi ortaya çıktı.
Ellerinde ki tek oyuncak, zayıf ve kırılgan ekonomimiz düzlüğe çıkarsa iktidara karşı kullanacak kozları kalmıyor du.
Rabbim bu ülkeye Muhalefetin de hayırlısını, şereflisini versin.

İyi pazarlar. Medya Muhtarı